Levent Bali

← Ana Sayfaya Dön

Efes Pilsen ve Glikoz Şurubu Sorunu

Birayı alkollü içki sınıfına koymuyorum. En azından başım dönene kadar içmediysem henüz. Benim gözümde el ülkelerinde olduğu gibi, sokakta, alışveriş merkezlerinde kola gibi açıp içebileceğim bir "light drink".

Hayal Kırıklığı

Bu zamana kadar "nefes alma efes al" gayri resmi sloganını kullanacak kadar sevdiğim, sürekli tercih ettiğim Efes Pilsen biralarını bir arkadaşımın uyarısıyla terk ettim. Daha yeni şeker hastalığına sahip olduğunu öğrenen arkadaşım artık kullandığı hazır gıdaları, içerdiği maddeleri incelemeden almıyordu ve Efes Pilsen biralarında glikoz şurubu olduğunu farketmişti.

Kötü haberi bana verdiğinde glikoz şurubunun ne olduğunu, zararlarını bildiğimden değil kendimi kandırılmış hissettiğim için hemen terk ettim. (Kızgınlığımdan Efes Pilsen çatısı altında sağlığa zararlı maddeler katılmadan üretilen Bomonti Birası da payını aldık haksız yere. Oldukça üzel bir bira aslında.)

Anlaşılmaz Risk

Tamam doğrudur; Türkiye'de bira kültürü yok, yeterince bira çeşidi yok ve biradan anlayan çok adam da yok (ben anladığımı söyleyemem). Fakat gayet iyi durumdaki marka konumu ve pazar payını düşündüğümüzde Efes Pilsen'in insanların sağlığını riske atma ihtimali bile olan böylesine büyük bir riske girmesini anlayamıyorum.

Yurtdışına ihraç edilen Efes Pilsen biralarının %100 malt bira olması, glikoz şurubu, pirinç ya da mısır şurubu içeren biraların sadece Türkiye'de piyasaya sürüldüğünü öğrenmek zor olmadı. (bzk: ekşi sözlük)

Tuborg'un Hamlesi

Ve tabiki en büyük rakip Tuborg da bu durumu gayet lehine çevirmeyi bildi. %100 Malttan yapılmış adam gibi bira sloganıyla doğrudan rakibinin yumuşak karnına haklı olarak vurmaya başladı.

Marka Yönetimi Dersi

Efes Pilsen'in sadece daha fazla kar elde etmek için böyle bir riske neden girdiğini umarım blog yazan sektör adamları, marka yöneticileri vs. değerlendirir bir yazısında. Çünkü ben özellikle şu sıralar gram üstüne gram ekleyerek nasıl insanların aşık olacağı marka yaratılır konusunda sürekli çalışıyorum kendi işim için. Ve sanıyorum maddi kazancı ne olursa olsun böyle bir riske girmezdim.

Not: Konuyla ilgilenen okuyuculara Vedat Milor'un "En iyi biralar" yazısını tavsiye ediyorum.